9 Ağustos 2010 Pazartesi

Ani Bir Manifesto'dan

Endüstriyel Sistem Yıkılmalıdır

“Sanayi devrimi ve sonuçları insan soyu için bir felaket oldu. Bu
sonuçlar "gelişmiş" ülkelerde yaşayan bizlerin yaşamdan beklentilerimizi
oldukça arttırırken toplumun dengesini bozdu, yaşamı anlamsızlaştırdı,
insanları aşağılamalara maruz bıraktı, yaygın psikolojik acılara (Üçüncü
Dünya'da fiziksel acılara da) yol açtı ve doğal dünyayı şiddetli zarara
uğrattı. Teknolojik ilerlemenin devam etmesi durumu daha da kötüleştirecek”

“Endüstriyel teknolojik sistem, devam edebilir veya yıkılabilir. Eğer
devam ederse, sonunda psikolojik ve fiziksel acılar daha düşük seviyelere
inebilir, ancak uzun ve acı dolu bir alışma döneminden sonra ve insanlarla
diğer pek çok yaşayan organizmayı işlenmiş birer ürün ve çark dişlilerine
indirgemek pahasına.”

“Biz bu nedenle, endüstriyel sisteme karşı bir devrimi savunuyoruz. Bu
devrim şiddetli veya şiddetsiz olabilir; hemen gerçekleşebilir veya birkaç on
yıla yayılarak görece daha aşamalı olabilir. Bunların hiçbirini şimdiden
bilemeyiz. Bu, politik bir devrim olmayacaktır. Amacı ise hükümetleri değil,
bugünkü toplumun ekonomik ve teknolojik temelini yıkmak olacaktır.”

“Aşırı toplumsallaşan insan topluma psikolojik bir tasmayla bağlanır. Aşırı toplumsallaşma insanlığın, bireye yaptığı en büyük zulümdür.”

“bugünün toplumu da, bizi, önceki bütün toplumlardan daha
toplumsallaştırmaya çalışıyor. Nasıl yiyeceğimizi, nasıl spor yapacağımızı,
nasıl sevişeceğimizi, çocuklarımızı nasıl yetiştireceğimizi bile uzmanlardan
öğrenir hale geldik.”

“Biz çağdaş toplumun sosyal ve psikolojik sorunlarını şu gerçeğe
bağlıyoruz: Toplum, insanların, insan soyunun evrimleştiği koşullardan
tamamıyla farklı koşullarda yaşamasını ve daha önceki koşullarda
geliştirdikleriyle çatışan davranış kalıplarına göre davranmasını
gerektiriyor. Modern toplumun insanları maruz bıraktığı en önemli anormal
koşut, bizim güç sürecini doğru dürüst yaşama şansımızın olmamasıdır.”

“İlkel toplumlarda, doğal dünya, istikrarlı bir çerçeve ve bu nedenle de, bir
güvenlik duygusu sağlıyordu. Modern dünyada ise, tam tersine, insan toplumu
doğaya egemendir ve çağdaş toplum da teknolojik değişimle birlikte büyük bir
hızla değişiyor. Yani istikrarlı bir çerçeve yok.”

“Yeni bir toplum kâğıt üstünde tasarlanamaz”

“İnsan davranışındaki bir değişiklik toplumun ekonomisini ve fiziksel çevresini etkiler; ekonomi çevreyi etkiler veya bunun tersi olur ekonomi ve çevredeki değişiklikler de insan davranışını karmaşık ve tahmin edilemez şekillerde etkiler”

“İnsanlar toplumlarının şeklini bilinçli ve akılcı olarak seçmezler. Toplumlar, akılcı insan kontrolü altında olmayan sosyal evrim süreçleri yoluyla gelişir.”

“Toplumun herhangi önemli bir niteliğinin gelişiminde kalıcı bir değişim gerçekleştirmek için reform yetersizdir, devrim gereklidir.”

“İkinci kurala göre, bir devrim asla toplumun yalnızca bir yönünü değiştirmez, tüm toplumu değiştirir… devrimcilerin asla beklemediği veya istemediği değişiklikler ortaya çıkar.”

“Çağdaş insanın eli kolu bir kurallar ve düzenlemeler ağıyla bağlanmıştır. Kaderi, kararlarını etkileyemeyeceği kadar uzak kişilerin eylemlerine bağlıdır.”

“Sistem insani ihtiyaçları doyurmak için var olmaz, var olamaz. Aksine, sistemin ihtiyaçlarına uymak üzere düzenlenmesi gereken insan davranışıdır. Bunun sistemi yönetiyormuş gibi gözüken ideolojiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu teknolojinin suçudur çünkü sistem, ideoloji tarafından değil, teknik gereklilikler tarafından yönlendirilir. Sistem, elbette birçok ihtiyacı
karşılıyor ancak genelde, bunu yapmak sistemin yararına olduğu sürece yapıyor.”

“Eğer tüm karar yetkisi makinelere verilirse, bunun sonuçları hakkında
tahminde bulunamayız, çünkü bu tür makinelerin nasıl davranacağını tahmin
etmek olanaksız. Biz yalnızca insan ırkının kaderinin, makinelerin elinde
olacağına işaret ediyoruz. Bizim iddia ettiğimiz şey şudur: İnsan ırkı kolayca
kendini makinelere bağlılığa sürüklenmiş halde bulabilir ve makinelerin
kararlarını kabul etmekten başka hiçbir pratik seçimi kalmayabilir. Toplum ve
onun karşılaştığı sorunlar karmaşıklaştıkça ve makineler gitgide akıllandıkça
insanlar onlara daha fazla karar verme yetkisi verirler, çünkü makinelerin
kararları, insanlarınkinden daha iyi sonuçlar getirir. Sonunda, sistemi
işletebilmek için gerekli olan kararlar öyle karmaşıklaşabilir ki, insanlar
onları gereğince yapacak kapasitede olmayabilir. Bu aşamada makineler etkin bir kontrol sahibi olacaktır. İnsanlar makineleri pat diye kapatmayacaktır, çünkü onlara öyle bağımlı hale geleceklerdir ki, makineleri kapatmak intihar
anlamına gelebilecektir.”

“insan emeği artık gerekli olmayacağından, kitleler sistem üzerinde gereksiz bir yük olacaktır. Seçkinkesim acımasız olursa kitleleri yok etme kararı bile alabilir.”

“Milliyetçilik teknolojinin en önemli destekçilerindendir.”




*unabomber olarak bilinen Theodore John Kaczynski'nin 21. Yüzyılın Arifesinde Ani Bir Manifesto'sundan notlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder