22 Ekim 2010 Cuma

Oruç Kafası

Yürüme;
Bir insan uygarsa kişidir.

Kişi uygar insandır.

İnsan uygar kişi olmaya çabalar.

Yolda olan kişi uygardır.

Uygar kişi yoldadır.

Uygar kişi gerçek anlamıyla yola çıkmak-yersizleşmek- zorundadır. Fakat kişinin uygar olması için de yolda olmuş olması gerekir. Yani uygar kişi zaten yoldadır ve yolda olacaktır. Ama bu yol gerçek anlamında yol değil, zihinsel -tinsel- bir yoldur. Kişinin burdaki tek tehlikesi bu zihinsel yolda -sıkışıp- kalarak kendi yapay bir gerçekliğe taşıması ve kendini yolda sanarak yola çıkmaktan vazgeçmesidir.

Kişi bu farkındalığa erişince yola çıkma gerekliğini bir kere daha algılar. Bu onu yola iter. Fakat tersi kişi bu farkındalığına rağmen yola çıkmazsa tinsel yürüş çirkinleşir ve onu tinsel olan huzurlu yere -mezara- götürür.


ile;
Benim 'senin olan benim'in senine' ihtiyacım var.

'Bende sen' de, 'sende ben' de, 'ben' de, 'sen' de bizi bulamadı diye acı çekiyor.

'Özlemek kişinin 'öz'lemesinden ötürü gelebilir' gibi bir kelime oyunu yapabiliriz. Burda 'öz'lemek kişininin diğerini özü yapması özüne katmasıdır. Özlemedeki duyu edimide hep özümüz olan kişi uzakta olduğunda olur zaten.

Bir kişi 'el ele' yürüyeceği kişiyi ancak yolda -yolunda- bulabilir.

Eğer 'el ele' yürüyen iki kişi aynı yolda yürüyebiliyorsa. Her şey yolundadır.

(ile üzerine yazdıklarım ile'nin anlaşılamamış olmasından ötürü öznel ve öznel olmasından ötürü oruç aruoba'nın diğer kitaplarınada göndermeler taşımaktadır(yürüme-uzak)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder